1980’li yıllar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hem siyasi hem de güvenlik açısından son derece kritik bir dönemi temsil eder. Askerî darbenin ardından gelen siyasal yeniden yapılanma süreci devam ederken, doğu ve güneydoğu Anadolu bölgelerinde devlet otoritesine karşı silahlı bir kalkışma planı sessizce şekillenmekteydi. Bu sürecin baş aktörü ise 1978 yılında Abdullah Öcalan öncülüğünde kurulan PKK (Kürdistan İşçi Partisi) idi. Marksist-Leninist ideolojiye dayanan bu örgüt, etnik ayrılıkçılığı temel alarak Türkiye’nin toprak bütünlüğüne açıkça meydan okumayı hedefliyordu.
PKK’nın ideolojik hazırlık süreci boyunca silahlı eylemlere yönelmesi kaçınılmaz hale geldi. 1984 yılına gelindiğinde, örgüt ilk defa doğrudan silahlı saldırıya geçti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti için yeni bir güvenlik paradigması oluştu: düşük yoğunluklu çatışma dönemi.
PKK’nın Kuruluşu ve İlk Yılları
PKK, 1978 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinin Fis köyünde yapılan bir toplantıda kuruldu. Kurucuları, özellikle üniversite çevrelerinde faaliyet gösteren radikal sol görüşlü kişilerdi. Örgütün amacı, Türkiye’nin güneydoğusunda bağımsız bir Kürt devleti kurmaktı. Bu hedef, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal yapısına, üniter devlet modeline ve ulusal birliğe karşı bir tehdit oluşturuyordu.
1980 askeri darbesi sonrasında PKK’nın lider kadrosu Suriye, Lübnan ve Irak’ın kuzeyine geçerek burada eğitim kampları kurdu. Bekaa Vadisi’nde bulunan kamplarda militanlar ideolojik ve silahlı eğitimden geçirildi. Türkiye sınırlarına yakın bölgelerde üslenerek, kırsal alanda silahlı eylemler yapabilecek konuma geldiler.

15 Ağustos 1984: İlk Saldırı
PKK’nın Türkiye’deki ilk açık silahlı saldırısı 15 Ağustos 1984 gecesi gerçekleşti. Eylem iki ayrı noktada eş zamanlı olarak düzenlendi:
- Siirt’in Eruh ilçesinde: Jandarma karakoluna düzenlenen saldırıda bir er şehit oldu, bir asker yaralandı.
- Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde: İlçe Jandarma Komutanlığı ve askerî lojmanlara yapılan saldırıda bir astsubay şehit düştü, çok sayıda güvenlik görevlisi yaralandı.
Bu saldırılar, PKK’nın kamu otoritesine karşı başlattığı ilk silahlı kalkışma olarak tarihe geçti. Artık mesele münferit değil, örgütlü ve sistematik bir terör tehdidi halini almıştı.
Türkiye’nin İlk Tepkisi: İlk Operasyonlar
Saldırılardan hemen sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet güçleri bölgede ilk operasyonları başlattı. Bu operasyonlar, klasik güvenlik önlemlerinden ziyade, artık bir iç güvenlik harekâtı karakteri taşıyordu.
Operasyonun Özellikleri:
- Hedef: Saldırıyı düzenleyen PKK militanlarının etkisiz hale getirilmesi
- Alan: Şemdinli ve Eruh çevresindeki kırsal dağlık bölgeler
- Birlikler: Yerel jandarma güçleri, karakol kuvvetleri ve komando timleri
- Yöntem: Arazide tarama, istihbarat alma, temas sağlama ve yakalama
Ancak coğrafi koşullar, sınır hattının karmaşıklığı ve PKK’nın sivil halkı kullanarak gizlenme kabiliyeti, operasyonların başarısını kısıtladı. Bu ilk operasyonlar çoğu zaman sonuçsuz kalsa da, devletin teröre karşı kararlı bir tutum almasının temelini oluşturdu.

Güvenlik Paradigmasının Değişimi
1984 yılındaki bu olaydan sonra devletin terörle mücadele anlayışı da dönüşmeye başladı. Artık bu durum, sadece emniyet güçlerinin değil, doğrudan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de sorumluluk alanına girmişti. 1985 yılı itibarıyla PKK saldırılarında artış gözlemlenince, hükümet bölgedeki güvenlik tedbirlerini artırdı ve kapsamlı mücadele politikaları geliştirildi.
1987: OHAL ve Yeni Dönem
1987 yılında, özellikle terör tehdidinin yoğunlaştığı illerde Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi. Bu dönemde;
- Valilere geniş yetkiler verildi.
- Köy koruculuğu sistemi devreye sokuldu.
- Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele birimleri kuruldu (JİTEM).
- Profesyonel komando birlikleri artırıldı.
- Sınır ötesi operasyonların temeli atıldı.

Sınır Ötesi Operasyonlar ve Yeni Hedef
PKK’nın Irak’ın kuzeyinde kurduğu kamplar, Türkiye için sürekli bir tehdit oluşturmaya başladı. Bu sebeple 1990’lı yıllardan itibaren sınır ötesi operasyonlar gündeme geldi. Ancak bu operasyonların zemini, 1984’teki ilk eyleme verilen ilk askeri karşılıklarla hazırlandı.
Bu bağlamda, Türkiye’nin ilk PKK operasyonları sadece terörist takibi olarak değil, ilerideki geniş kapsamlı güvenlik doktrininin ön hazırlığı olarak da değerlendirilmelidir.
Uzun Süreli Mücadelenin Başlangıcı
1984 yılında PKK tarafından gerçekleştirilen ilk saldırılar ve sonrasında düzenlenen ilk operasyonlar, Türkiye’nin terörle mücadele tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bu operasyonlar;
- Devletin teröre karşı kararlı duruşunu göstermiştir.
- Güvenlik politikalarının yeniden şekillenmesine neden olmuştur.
- Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terörle mücadeledeki rolünü artırmıştır.
- OHAL, koruculuk ve sınır ötesi operasyon gibi yapıların temelini oluşturmuştur.
Bugün Türkiye’nin terörle mücadelede elde ettiği deneyimlerin ve stratejik başarıların kökeni, 1984’te atılan bu ilk adımlara dayanmaktadır.
Kaynakça
- Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Arşivleri
- Türk Silahlı Kuvvetleri 1984–1990 Faaliyet Raporları
- PKK’nın Tarihçesi: Mahmut Övür, “Terörle Yüzleşme”
- Murat Yetkin, “Kürt Dosyası”
- Prof. Dr. Sedat Laçiner, “PKK ve Terörün Anatomisi”