Bu siteyi kullanarak Gizlilik Politikası'nı ve Çerez Politikası'nı kabul etmiş olursunuz.
Onayla
Tarih Kültür
  • Türk Tarihi
  • Avrupa Tarihi
  • Antik Çağ Tarihi
  • İslam Tarihi
  • Diğer
Cuma, Tem 4, 2025
Tarih KültürTarih Kültür
Font ResizerAa
Ara
  • Türk Tarihi
  • Avrupa Tarihi
  • Antik Çağ Tarihi
  • İslam Tarihi
  • Diğer
Takip Et
Avrupa Tarihi

Kara Cuma: 1929 Büyük Buhranının Avrupa’ya Etkisi

Tarih ve Kültür
Son Güncelleme 7 Mayıs 2025 21:30
Paylaş
Paylaş

1929 yılının Ekim ayında, New York Borsası’nda yaşanan büyük çöküşle birlikte tarihe “Kara Cuma” olarak geçen olay, sadece Amerika Birleşik Devletleri’ni değil, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyen bir dönüm noktası oldu. 24 Ekim 1929 günü başlayan borsa çöküşü, kısa sürede panik havasını körükledi ve yatırımcılar arasında kitlesel satışlara neden oldu. 29 Ekim 1929 Salı günü, yani “Kara Salı” ise çöküşün en dramatik anı olarak kayıtlara geçti. Bu süreçte milyonlarca insanın birikimi yok oldu, binlerce banka iflas etti, işsizlik oranları hızla yükseldi ve dünya ekonomisi durma noktasına geldi. ABD’de başlayan bu ekonomik krizin Avrupa üzerindeki etkisi ise yalnızca finansal düzlemle sınırlı kalmadı; sosyal, politik ve hatta ideolojik dönüşümlere de zemin hazırladı. Büyük Buhran, Avrupa’da faşist ve totaliter rejimlerin yükselmesine, toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesine ve nihayetinde II. Dünya Savaşı’na giden sürecin hızlanmasına katkı sundu.

İçerik Başlıkları
Almanya’da Krizin Derin Yansımaları: Weimar Cumhuriyeti’nin Çöküşü ve Nazizmin Yükselişiİngiltere ve Fransa: Krizin Farklı Tepkileri ve Politik İstikrar Arayışlarıİtalya ve Diğer Avrupa Ülkelerinde Krizin Sosyoekonomik SonuçlarıAvrupa’da Ekonomik Milliyetçiliğin ve Koruma Politikalarının YükselişiBüyük Buhran ve Avrupa’nın Kaderini Değiştiren Ekonomik Deprem

Amerikan ekonomisinin bu dönemde dünya ekonomisinin lokomotifi olması, Avrupa’yı doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biriydi. 1920’lerde Amerikan sermayesi, Avrupa’ya ciddi ölçüde kredi ve yatırım sağlamış, özellikle Almanya gibi savaş tazminatı yükü altındaki ülkelerde ekonomik toparlanmayı mümkün kılmıştı. Ancak Kara Cuma ile birlikte bu sermaye akışı bir anda kesilmiş, Amerikan bankaları verdikleri kredileri geri çağırmaya başlamış ve Avrupa’daki ekonomik denge altüst olmuştur. Bu nedenle 1929 Büyük Buhranı, salt bir ekonomik çöküş değil, aynı zamanda Avrupa’daki siyasi rejimlerin geleceğini etkileyen geniş kapsamlı bir kriz olarak değerlendirilmelidir.

Almanya’da Krizin Derin Yansımaları: Weimar Cumhuriyeti’nin Çöküşü ve Nazizmin Yükselişi

Almanya, 1929 Büyük Buhranı’ndan en çok etkilenen Avrupa ülkelerinden biri olmuştur. Versay Antlaşması ile ağır tazminat yükü altına giren Almanya, savaş sonrası dönemde ekonomik toparlanmasını büyük ölçüde Amerika’dan aldığı kredilere borçluydu. Dawes Planı ve Young Planı aracılığıyla Almanya’ya yönlendirilen Amerikan sermayesi, Weimar Cumhuriyeti’nin ekonomik istikrarını sağlayan temel unsurdu. Ancak Kara Cuma sonrası yaşanan küresel ekonomik durgunluk, bu sermaye akışını durdurmuş ve Almanya’da ekonomik çöküşün hızlanmasına neden olmuştur. İşsizlik oranı birkaç yıl içinde %30’lara ulaşmış, milyonlarca Alman vatandaşı işsiz kalmış ve sosyal güvenlik sistemleri çökmüştür. Halkın yaşam standardı dramatik biçimde düşmüş, kırsal bölgelerde tarım üretimi azalmış ve şehirlerde ise açlık yaygın hale gelmiştir.

Ekonomik sıkıntılar, siyasal kutuplaşmayı da beraberinde getirmiştir. Weimar Cumhuriyeti’nin liberal demokratik yapısı, halkın artan hoşnutsuzluğu karşısında zayıf düşmüş, radikal siyasi akımlar yükselişe geçmiştir. Bu dönemde Nazi Partisi, ekonomik sorunları ve işsizliği propaganda malzemesi haline getirerek halk desteğini artırmıştır. Hitler’in “Ekmek ve İş” vaadi, yoksulluk içindeki Alman halkı için umut verici bir söylem haline gelmiş, 1932 seçimlerinde Nazi Partisi Almanya’nın en büyük partisi olmayı başarmıştır. Bu gelişmeler, 1933 yılında Hitler’in Şansölye olarak atanmasıyla sonuçlanmış ve Weimar Cumhuriyeti’nin sona ermesine neden olmuştur. Bu bağlamda 1929 Büyük Buhranı’nın Almanya’da yalnızca ekonomik bir yıkım yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda faşist bir rejimin doğmasına da zemin hazırladığı açıkça görülmektedir.

İngiltere ve Fransa: Krizin Farklı Tepkileri ve Politik İstikrar Arayışları

1929 ekonomik krizinin etkileri İngiltere ve Fransa’da Almanya kadar yıkıcı olmamışsa da, bu ülkeler de ciddi ekonomik sarsıntılar yaşamışlardır. İngiltere’de kriz, özellikle sanayi bölgelerinde hissedilmiş, işsizlik oranı artmış ve kamu harcamalarında ciddi kısıtlamalara gidilmiştir. Pound sterling, 1931 yılında altın standardından çıkarılmış ve bu gelişme, uluslararası para sisteminin istikrarını daha da zayıflatmıştır. İngiltere hükümeti, korumacı ticaret politikalarına yönelmiş, ithalatı sınırlayan ve yerli üretimi destekleyen politikalar uygulamaya koymuştur. Bu dönemde özellikle İngiliz Milletler Topluluğu içindeki ticaret ilişkileri daha da önem kazanmış, “imperial preference” adı verilen sistem devreye sokulmuştur.

Fransa ise krize daha geç girmiştir. Ekonomisinin daha tarımsal ve içe dönük yapıda olması, Fransa’nın ilk etapta krizden korunmasına neden olmuştur. Ancak 1931 sonrasında, dış ticaretteki daralma ve azalan yatırım faaliyetleri Fransız ekonomisinde de durgunluğa neden olmuş, özellikle tekstil ve otomotiv gibi sanayi kolları olumsuz etkilenmiştir. 1936 yılında Halk Cephesi hükümetinin iktidara gelmesiyle birlikte Fransa’da işçi hakları konusunda reformlara gidilmiş, haftalık çalışma saatleri düşürülmüş ve ücretlerde iyileştirmeler yapılmıştır. Ancak bu sosyal reformlar, yatırımcıları ürkütmüş ve ekonomik büyümeyi yeterince canlandıramamıştır. İngiltere ve Fransa örnekleri, demokratik ülkelerin ekonomik krizlere karşı nispeten daha temkinli ve sosyal devlet anlayışı çerçevesinde çözümler aradığını gösterirken, radikal siyasi değişimlere yol açmadığı görülmektedir.

İtalya ve Diğer Avrupa Ülkelerinde Krizin Sosyoekonomik Sonuçları

İtalya, 1929 Büyük Buhranı’nın etkilerini hisseden bir diğer Avrupa ülkesidir. Benito Mussolini liderliğindeki faşist yönetim, ekonomik krizin etkilerini devlet müdahalesiyle sınırlı düzeyde tutmaya çalışmıştır. Otarkik (kendine yeterli) ekonomi anlayışı doğrultusunda, ithalat kısıtlanmış, yerli üretim teşvik edilmiş ve kamu yatırımları artırılmıştır. Bu dönemde Mussolini’nin propaganda mekanizması oldukça etkili bir şekilde çalışmış, kriz gerçek anlamda hissedilse bile kamuoyuna bunun bir “Batı demokrasilerinin sorunu” olduğu şeklinde yansıtılmıştır. Faşist İtalya’nın bu süreci siyasi propagandaya dönüştürerek halk desteğini artırması, Avrupa’da otoriter rejimlerin kriz dönemlerinde nasıl güçlendiğini gösteren önemli bir örnektir.

İspanya, Avusturya, Macaristan, Polonya ve Balkan ülkeleri gibi diğer Avrupa devletleri de krizden doğrudan etkilenmiş, çoğunda siyasal istikrarsızlık ve ekonomik yetersizlikler halk hareketlerine ve rejim değişikliklerine neden olmuştur. İspanya’da ekonomik kriz, zaten kırılgan olan siyasi yapıyı daha da zayıflatmış ve 1936’da patlak veren iç savaşın ekonomik altyapısını oluşturmuştur. Polonya ve Macaristan gibi ülkelerde ise milliyetçi-muhafazakâr yönetimler daha otoriterleşmiş, ekonomik sorunlar karşısında demokratik yollar yerine baskıcı politikalar tercih edilmiştir. Böylece 1929 krizi, Avrupa’nın birçok ülkesinde demokrasi deneyimlerinin kısa ömürlü olmasına neden olmuş, kıta genelinde anti-liberal ve popülist yaklaşımların güçlenmesine kapı aralamıştır.

Avrupa’da Ekonomik Milliyetçiliğin ve Koruma Politikalarının Yükselişi

Büyük Buhran’ın Avrupa’ya en önemli etkilerinden biri de korumacılık politikalarının yükselişi olmuştur. Devletler, kendi ekonomilerini dış rekabetten korumak amacıyla gümrük tarifelerini yükseltmiş, ithalatı kısıtlayan yasalar çıkarmış ve ulusal üretimi teşvik eden sübvansiyonlar uygulamaya başlamıştır. Bu durum, uluslararası ticaret hacmini önemli ölçüde daraltmış ve dünya ekonomisinin küresel işleyişini zayıflatmıştır. 1930’ların başında İngiltere ve Fransa başta olmak üzere birçok ülke, ekonomik milliyetçilik yönünde adımlar atarak küresel işbirliği ruhunu geri plana itmişlerdir. Almanya ve İtalya gibi ülkelerde bu durum daha da ileriye taşınmış, ekonomik otonomi milliyetçi ideolojinin bir aracı haline gelmiştir.

Bu süreçte ekonomik işbirliklerinin yerini ikili anlaşmalar ve bölgesel bloklar almış, bu da Avrupa’nın siyasi kutuplaşmasını daha da pekiştirmiştir. Özellikle Almanya’nın Doğu Avrupa ile yaptığı ticaret anlaşmaları, Nazi Almanyası’nın siyasi etkisini artırma çabasının bir parçası olmuştur. Dolayısıyla 1929 Buhranı, sadece ekonomik ilişkileri değil, aynı zamanda Avrupa’daki güç dengelerini de köklü bir şekilde değiştirmiştir. Korumacılığın artması, ülkeler arasındaki ekonomik bağımlılıkları azaltmış, ancak bu durum aynı zamanda savaş öncesi dönemde diplomatik ilişkilerin gerilmesine de neden olmuştur.

Büyük Buhran ve Avrupa’nın Kaderini Değiştiren Ekonomik Deprem

1929 Büyük Buhranı, modern ekonomik tarih boyunca en geniş kapsamlı krizlerden biri olarak kabul edilmektedir. Kara Cuma ile başlayan bu süreç, Avrupa’da sadece ekonomik yapıların değil, aynı zamanda sosyal, politik ve ideolojik sistemlerin de yeniden şekillenmesine yol açmıştır. Almanya’da Nazizmin yükselişi, İtalya’da faşizmin tahkim edilmesi, İspanya’da iç savaşın patlak vermesi ve Doğu Avrupa’da otoriter rejimlerin kuvvetlenmesi, hep bu krizin dolaylı etkileridir. Kriz, yalnızca ekonomik bir çöküş değil, aynı zamanda Avrupa demokrasisinin kırılganlığını da ortaya koymuştur. Bugün bile ekonomik krizlerin toplumsal ve siyasal sonuçları tartışılırken, 1929 Buhranı örneği ders niteliğinde değerlendirilmektedir. Bu nedenle Kara Cuma, sadece tarihsel bir olay değil, aynı zamanda çağdaş politika ve ekonomi biliminin merkezinde duran kritik bir dönüm noktasıdır.


  1. Kindleberger, Charles P.The World in Depression, 1929–1939. University of California Press, 1973.
    • Krizin uluslararası boyutu ve Avrupa ekonomileri üzerindeki etkileri ayrıntılı biçimde ele alınmaktadır.
  2. Temin, Peter.Lessons from the Great Depression. MIT Press, 1989.
    • Büyük Buhran’dan alınması gereken dersler kapsamında Avrupa’daki iktisadi ve siyasi gelişmelere ışık tutmaktadır.
  3. Tooze, Adam.The Wages of Destruction: The Making and Breaking of the Nazi Economy. Penguin Books, 2007.
    • Almanya ekonomisinin kriz sonrası dönüşümünü ve Nazizmin ekonomik temellerini derinlemesine analiz etmektedir.
  4. Berend, Iván T.An Economic History of Twentieth-Century Europe: Economic Regimes from Laissez-Faire to Globalization. Cambridge University Press, 2006.
    • Avrupa’nın 20. yüzyıl ekonomik tarihini geniş bir çerçevede ele alarak 1929 krizi ve sonrasındaki dönüşümleri kapsamaktadır.
  5. Hobsbawm, Eric.Age of Extremes: The Short Twentieth Century, 1914–1991. Michael Joseph, 1994.
    • Krizin sosyal ve ideolojik etkilerine odaklanarak özellikle Avrupa’daki siyasi rejimlerin değişimini değerlendirmektedir.
Bu İçeriği Paylaş
Facebook LinkedIn Email Copy Link Print
Yorum Bırak

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Et

FacebookLike
InstagramFollow
YoutubeSubscribe
TiktokFollow

Bunları Kaçırma

Antik Dünyada Savaş ve Ordu Sistemleri: Strateji, Teknoloji ve Toplumsal Etkileşim

Tarih ve Kültür
12 Dakika Okuma Süresi

Dünya Tarihinde Kadınların Başlattığı Büyük Ayaklanmalar

Tarih ve Kültür
20 Dakika Okuma Süresi

İnsanlık Tarihinin En Uzun Savaşı: 335 Yıl Süren Savaş Gerçek mi?

Tarih ve Kültür
5 Dakika Okuma Süresi

Tarihin Gördüğü En Başarısız Generaller

Tarih ve Kültür
8 Dakika Okuma Süresi

You Might Also Like

Avrupa Tarihi

Vikinglerin Avrupa’yı İstilası: Gerçekten Sadece Yağmacı mıydılar?

7 Dakika Okuma Süresi
Avrupa Tarihi

İkonoklazm Dönemi: İmparatorların Resim ve Heykel Kırdırma Çılgınlığı

5 Dakika Okuma Süresi
Avrupa Tarihi

Bizans’ta Kehanet ve Astroloji: İmparatorların Yıldız Falı Takıntısı

5 Dakika Okuma Süresi
Avrupa Tarihi

Leonardo da Vinci’nin Siyasi Casuslukla Suçlandığı Anlar

8 Dakika Okuma Süresi

Tarihi Bilginin Işığında Kültürel Yolculuk: tarihkultur.com

Geçmişin izleriyle bugünü anlamak ve geleceğe daha sağlam bir köprü kurmak için yola çıktık. tarihkultur.com, insanlığın ortak hafızasında yer edinmiş tarihî olayları, kadim uygarlıkları, kültürel mirasları ve zamanın ötesinden gelen değerleri dijital dünyaya taşıyan bir bilgi platformudur. Amacımız; tarih meraklılarının, öğrencilerin, akademisyenlerin ve kültürle iç içe bir yaşamı benimseyen herkesin ilgisini çekecek nitelikte, özgün ve güvenilir içerikler sunmaktır.

  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Türk Tarihi
  • İslam Tarihi
  • Avrupa Tarihi
  • Antik Çağ
  • Diğer
  • Çerez Politikası
  • Veri Gizliliği Politikası
  • İletişim
Copyright © 2025 | Tüm Hakları Saklıdır – TarihKultur.com
Tarih Kültür
Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?